Maltepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Bölümü 2. Sınıf / 2012
29 Aralık 2012 Cumartesi
DENİS DIDEROT- AKTÖRLÜK ÜZERİNE AYKIRI DÜŞÜNCELER
DENİS DIDEROT- AKTÖRLÜK ÜZERİNE AYKIRI DÜŞÜNCELER
Fransız düşünür Diderot 1713-1784 yılları arasında yaşamıştır.Dindar bir alienin oğludur.13 yaşında papaz olmuştur ancak cizvit olmak istediğinden,okuldan kaçar ve babası tarafından Paris'te bulunan matematik ve fizik üzerine okutululan ünlü bir koleje verilir.Diderot 1746 yılında kitap yazmaya başlamıştır.Yazdığı kitaplar nedeni ile sık sık gözaltına alınır.
Aktörlük üzerine aykırı düşüneceler kitabını 1830 da yayınlar.Diderot gerçek yetenegin sadece doğanın bizlere sunduğu bir özellik olmadığını ve bu özelliğin yüksek bir kavrayışla hayata geçirebilecegimizi belirtir.Diderot kitabında şöyle diyor;Hakiki yetenek eğreti olarak benimsenen ruhun dış görünüşlerini iyice bilmek,bizi dinleyenlerin,duyanların duygularına seslenmek ve bu görünüşlerini taklit ederek onları aldatma yeteneğidir.Diderot yeteneğin,bir oyuncu için hiç bir zaman yeterli olan bir meziyet olmadığını ve hatta kimi zaman oyunculara zarar verdiğini,nadiren işe yaradığını söylemektedir.Ona göre doğa vergisi ancak disiplinli çalıştığı,oyunculukla ilgili modeller geliştiği ve muhakeme gücüne ulaşıldığında değer kazanabilecek bir meziyettir.Doğa vergisi ile kastedilen,ses,yüz ifadesini oluşturma,taklit yeteneği ve duyarlılıktır fakat sahne gerçeği ile gündelik hayat gerçegi birbirinden farklı işlediği için,doğa vergisi her zaman başarılı sonuçlar vermez.Sizden,bendinizden farklı bir durum tasarladığınızda bu yeteneklerinizle çelişki yaratcaktır.
Aktörlerin duyarlılıktan uzak bir oyunculuk sergilemeleri akıl,zeka,ince eleyip sık dokuması sonucunda karakteri canlandırması gerektirdiğini ve sadece bu şekilde istikrarlı bir oyunculuk ortaya konulanabileceğini savunur ayrıca kitabında duyarlı olamanın büyük bir "deha niteliği"olmadığını yazıyor ve diğer alanlarda,duyarlılığın değil,aklın gerekli olduğunu vurguluyor.Ona göre "aşaırı duyarlılık zayıf aktörler mehydana getirir;zayıf duyarlılık ortaya bir sürü kötü aktör çıkarır;duyarlılığın hiç mi hiç bulunmaması ise yüce aktörlerin yetişmesini mümkün kılar" işte bu nedenle Diderot,bir aktörün yaptığı rolü her yönüyle kavramasını,o karakterin inceliklerini iyice öğrenmesini,gözlemlemesini ve onu ustaca taklit etmesini doğru bulur.Aktör,o karakterin kendisi olmamalı,o karakter gibi olmalıdır yani oyunculuk "yüce bir maymunluktur"der.Komedyen rolünü oynadığı kişi değildir,komedyen sadece o kişiyi oynar,onu temsil eder.Seyircilerde oyuncunun temsil ettiği kişiyi iyi canlandırdığını düşünüyorsa ona hayranlık duyar.
Diderot aktörlüğün yinelenebilir,tekrar edilebilir olan duyguları kopya edebilen,taklit edebilen biri olarak düşünür.Diderot yinelenebilir ifade teorisinde şu örnekleri verir:Yaşadığınız trajik bir olayı ilk kez anlattıktan sonra ikinci defa anlatmaya kalktığınızda sonuç ilkine göre "başarısızlık" olacaktır.Sevdiğine uzun süreden beri aşkını ilan edemeyen sevgili,ancak heyecanını yendiğinde aşk ilanında bulunabilir.Uzun süre sonra gördüğünüz bir dostunuzla karşılaştığınızda uzun esler meydana gelir,bu esler ancak karşılaşmanın heyecanı sakinleştikten sonra ortadan kalkar.
Diderot çoşku ve akıl ayırımında tercihin akıldan yana kullanıyor ve soğuk kanlı veya "kişiliksiz"oyuncu tezini savunuyor.Çoşkular denetimsiz ve tekrar edilemez olduğu için,aktör tasarımdan yola çıkan,gözlemleyen ve kendi oyunuyla ilgili detaylı bir model oluşturan(nerede nasıl duracağını,ritmini ve tonlamalarını nasıl yapacağını provalar yoluyla oluşturan)kimsedir.
Oyuncunun oynadığı karaktere çalışırken kendisinin o olduğunu tasarlaması gerekir ki duyguları gerçek olabilsin.Komedya oyunculuğunun iç niteliği"neşeli bir ruh"iken,tragedya oyunculuğunun iç niteliği ise "yüce bir ruhtur"Aktörün ruh hali ile performansı arasında bir eşgüdüm ilişkisi kurulmaktadır.
Diderot'a göre iki tip sanatçı vardır.
1-Çoşkularına kapılıp gidenler
2-Çoşkularını kontrol altına alan soğukkanlı düşünüp taşınanlar.
Gerçeklik duygusu insanı oluşturan tek şeydir,teknik sırtını gerçeklik ilkesine dayamalıdır.Tiyatroda ise,önemli ahlak sorunlarının tartıldığı "ağır başlı komedi"veya "burjuva dramı",doğaya yakınlık ilkesiyle paylaştığı için Diderot tarafından savunulur.
Kitapta,birinci ve ikinci konuşmacı arasında temel olarak hesaplılık ve duyarlılık tartışması sürüp gitmektedir.Le Comedian oyunculukta doğa vergisini ve duyarlılığı savunur.Duyarlılığıda oyuncu olarak Mademe Dümesnil temsil etmektedir.Buna karşın Diderot oyunculukta hesaplılık tezini savunur ve birinci konuşmacının tezlerine karşı çıkar ve aktörlüğün ne olduğu konusunda kendi düşencelerini ortaya koyar.Karşı çıkmasının nedeni eserşn sıradan düşüncelerle dolu olduğunu ve eserin oyunculuk snaatına pek katkısı olamdığını söylemektedir.Diderot,Le Comedien'de yüceltilen yeteneğin,bir oyuncu için hiçbir zaman yeterli olan bir meziyet olmadığını ve hatta kimi zaman oyunculara zarar verdiğini,nadiren ise yaradığını söylemektedir.
Fransız yazar filozof Diderot;çağdaşları Voltaime,Rousseau ve Montesguieu ile birlikte,din,felsefe,sanat özgürlük üzerine eserler vermektedir.Akıllarda bir devrim'in gerçekleştiğini,aydınlanmanın her köşeye yayıldığı bir dönem de Denis Diderot Aktörlük Üzerine Aykırı Düşenceler kitabını,düşün dünyasında büyük değişim ve gelişmelerin yaşandığı böyle bir ortamda kaleme alır.
KAYNAKÇA
-Denis Diderot Aktörlük Üzerine Aykırı Düşünceler Kitabı
-Felsefe konuşmaları,Diderot,sosyal yayımlar
BURAK TAŞTAN
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder